Asla Yenilmeyeceksin
'İsyan, 25 Mart 1821’de Aya Mavra Manastırı’nda başlatıldı. Metropolit Germanos önderliğindeki isyancılar 'Tek bir Türk kalmayacak/Ne Mora’da ne dünyada' şarkılarını söyleyerek katliama giriştiler.
İki günde 10 bin Müslüman öldürüldü. Hayatta kalan kız çocukları satıldı. Yarı çıplak ve dehşet içindeki bu çocukların bazıları aklını kaybetti. Sağa sola koşuşan aç ve bitkin çocukları, uzaktan 'avlıyorlardı.' Hâlâ hayatta bulunan çoğu kadın ve çocuk iki bin Müslüman da bir dere yatağında boğazlandı.
Kadınların bir kısmı köle olarak ayrıldı; yaşlarına ve güzelliklerine göre 30–40 kuruşa bir İngiliz gemisinin kaptanına satıldı. Ölülerin kafalarını piramit şeklinde yığdılar.'
Selanik’ten Kırım’a, Kafkaslar’dan Kerkük’e Türk milletinin kuruluşunun hazin öyküsü…
Yüzlerce yıl fethettikleri coğrafyada barışın hüküm sürdüğü Türkler, kanlı bir şekilde topraklarından atıldılar. Türkiye’nin çevresindeki topraklar, Türk kanıyla sulandı. Zorbalıklar, katliamlar, soykırımlar; Türk varlığını bu dünyadan silmek içindi.
Kurtuluş Savaşı, bu milletin eforlarının son noktası oldu. Geniş bir coğrafyada hor görülen Türkler, yıllardır göç ettirilip sıkıştırıldıkları Anadolu’da düşmana son yumruğunu indirdi.
Recep Şükrü Apuhan, tarihi kanla yazılı bu coğrafyanın gençlerine sesleniyor: Asla Yenilmeyeceksin!
Apuhan bu kitabında geçmişte yaşananları bugünlere aktarma görevini üstleniyor. Geçmişte yaşadığımız acıların, gelecekte bir daha benzerlerinin yaşanmamasının teminatı olduğunu savunuyor.