Daha yirmi sekizinde çiçeği burnunda bir savcı: Zehra...
Cesur ve günahtan korkan, adaleti zedelemekten çekinen tarzıyla yüreğine söz geçirebilen iradede oluşu bazılarını öfkelendirse de, anlamlı ve tehditkâr bakışlara hiçbir şekilde pabuç bırakmıyor. “O kız bildiğinden şaşmayan bir inada sahiptir,” kanaatini uyandırıyor insanların bilincinde.
Yıllanmış bir düşmanlığın gölgesinde yaşayan iki belde: Ören ve Çınarlı...
Ve hayatları geçmişin sancılarıyla lekelenmiş, kaçınılmaz ayrılıklara mahkûm edilmiş insanları... Kimi çevirdiği dolaplarla gününü gün ederken kimi hayatının onun da yüzüne güleceği anı bekliyor.
Zehra'nın gelişi dengeleri nasıl değiştirecek? Yıllardır gün görmeyen sırlar nihayet açığa çıkacak mı? Ya kalbimiz, en dara düştüğünde bile umutla atmaya devam eder mi?
Elli yılı aşan yazarlık kariyeri boyunca eserleriyle okurun kalbinde derin izler bırakan Ahmed Günbay Yıldız'dan suç ve masumiyet kavramları üzerine yüreklere işleyecek yepyeni bir roman: Bana Yarınları Anlat...