Arka kapak
Ben dervişim diyene bir ün edesim gelirSeğirdüben sesine varıp yatasım gelir
Yûnus Emre Hazretleri
Ben Dervişim Diyene, usûlü, erkânı, âdâbı dervişlere talim etmek için cemâl vasfıyla yazılmış iki risalenin şerhini istifademize sunuyor.
Mürşid-i Dervîşân ve
Terbiyenâme isimlerini taşıyan bu risalelerin sahipleri 18. asırda Osmanlı payitahtında müridlerini irşad ve terbiye eden iki mübarek zât: Hz. Pîr Muhammed Nûreddîn Cerrâhî (ks) ve Şeyh Mehmed Sâdık Erzincanî Nakşibendî (ks). Kim bilir nice dervişler, pîrlerinin, mürşidlerinin tavsiyelerini bu eserlerden okudular, er meydanında da tatbik ettiler... Kim bilir nice canlar bu risâlelerden yolun edeplerini öğrendiler... Kimileri Cerrâhî dergâhlarında, kimileri Üsküdar Sâdık Efendi Tekkesi’nde, kimileri sair zâviyelerde... O şeyh efendilerin hilmiyyetini ve sadece dervişlerini eğitmek için kaleme aldıkları bu eserlerin tadını, sıcaklığını ve rıfkını; o taliplerin de samimiyet, gayret ve ciddiyetle yola sarılışını M. Fatih Çıtlak’ın anlatımıyla hissedecek, tarikat âdâbına dair açıklamaları okuyacaksınız.
"Ben dervişim" diyene aşk olsun, vesselam. En önemli cümle
"Hülâsâ olarak, gerek Mürşid-i Dervîşân gerek Terbiyenâme eseri ve gerekse bu nev’î risâle ve özel mektupların incelenmesi muhakkak insaf ve irfan ölçüleriyle değerlendirilmelidir. Bu değerlere sahip olamayanlar ‘değer’ler manzumesinin dışında kalırlar."
Bu kitap neden önemli
Bu kitap XVIII. ve XIX. yüzyılda Osmanlı İstanbulu'nda yaşamış iki büyük gönül rehberinin tarikat âdâbına dair temel iki eserini bugünkü lisanla neşretmesi cihetiyle şayan-ı ehemmiyet.