Tükendi
Gelince Haber VerBöcekleri Seven Kadın
Cadı mahkemelerinin olduğu çağda doğan Maria çocukluğundan beri böceklerle haşır neşir olmakta ve sanatla ilgilenmektedir. Etrafındaki dünya değişirken Maria böceklerin evrelerini resmetmeye, onlarla ilgili kayıtlar tutmaya başlar. Bu ilgi sadece böceklerle sınırlı kalmaz, aynı zamanda bitkilerin dünyasını da çizgilerine dahil eder. Önce Hollanda’ya, ardından Japonya’ya gider. Larvanın tırtıla, tırtılın kelebeğe evrilmesi misali Maria da kendini dönüştürür, üç yüz yetmiş yıl yaşar, çağları aşar ve kendi kozasını örmenin peşine düşer.
Böcekleri Seven Kadın, her şeyden önce önüne konan engellere rağmen kendi yolunun ve tutkularının peşinden giden bir kadının hikâyesi. Selja Ahava’dan okuru cadı avı döneminden günümüz Berlin’ine doğru büyüleyici bir yolculuğa çıkaran zarifçe yazılmış bir roman…
Kitaptan Alıntılar: - “Böcekleri Seven Kadın bir roman olarak Japon ahşap oyma sanatı gibidir: Değişim nazikçe, yavaşça ve egzotik bir şekilde gerçekleşir. Mistisizmi de bir o kadar büyüleyicidir.” Helena Ruuska, Helsinki Sanomat
- “Ahava'nın dili ustacadır. Okuyucuyu mikroskobik detaylara yaklaştırır ve bir tırtılın titreyişini ve kelebek kanadının dokunuşunu hissetmesine izin verir. Böcekleri Seven Kadın’ın dili, kurgusu ve yapısı itibariyle son derece etkileyici ve alkışlanacak bir edebiyat deneyimi sunuyor. Gerçek dünya edebiyatı budur. Bilginin, özgürlüğün, bir kişinin gelişiminin büyük temaları ve dezavantajları, bir çiçek gibi güzel bir şekilde adım adım açılır. Olağanüstü güzel bir roman.” Anni Saari, Keskipohjanmaa
- “Böcekleri Seven Kadın, zihniyet, kültür ve doğa bilimleri tarihiyle ilgili mühim sorular yöneltiyor. Onlara yeni bakış açıları kazandırmasını beklemek aşırıya kaçsa da tarihin erkekler tarafından yazıldığı bir çağdan büyüleyici bir kadın karakterini görünür kılıyor.” Kuvalehti
Arka Kapak Metni: 1600’lü yıllarda dünyaya gelen Maria çocukluğundan beri böceklerle haşır neşir olmakta ve sanatla ilgilenmektedir. Etrafındaki dünya değişirken Maria böceklerin evrelerini resmetmeye, onlarla ilgili kayıtlar tutmaya başlar. Bu ilgi sadece böceklerle sınırlı kalmaz, aynı zamanda bitkilerin dünyasını da çizgilerine dahil eder. Hollanda’dan Japonya’ya, Japonya’dan Berlin’e uzanan bir yolculuktur onunkisi. Larvanın tırtıla, tırtılın kelebeğe evrilmesi misali Maria da kendini dönüştürür, yıllarca yaşar, çağları aşar ve kendi kozasını örmenin peşine düşer.