Arka kapak
Boğaç Han’ın annesi amansız bir hastalığa tutulmuştur. Bir gün evlerine meçhul bir misafir gelir ve Boğaç’a annesinin hastalığına çare olabilecek bir çiçeği söyler. Boğaç Han çiçeği aramak üzere atıyla beraber Kara Dağ’a doğru yollara düşer. Yolda karşısına türlü türlü engeller, pek güçlü düşmanlar çıkar. Boğaç Han, Kara Dağ’a sağ salim varıp da annesini iyileştirecek o çiçeğe ulaşabilecek mi? Heyecan dolu bir maceraya hazır olun!
En önemli cümle
"Allah işte böyledir evladım. Sen onun rızası için bir tas çorba verirsin, o sana hazinelerindenbir çuval altın gönderir."
Bu kitap neden önemli
Dede Korkut, Türk dünyasının ortak bilgesidir. On üç Dede Korkut hikâyesi ise Türk edebiyatının şaheserleri arasındadır. Bu önemli şahsiyetin ve vücuda getirdiği on üç hikâyenin "değerler eğitimi"nde kullanılması gerektiğine dair onlarca tez, yüzlerce bilimsel makale kaleme alınmış; fakat bugüne kadar somut bir adım atılamamıştır. Ufuk Tufan, Türk edebiyatında bir "ilk" olmak üzere geleneğin güncellenmesi bağlamında yepyeni beş hikâye kaleme alarak hem Dede Korkut Hikâyeleri'nin lezzetini devam ettirmiş hem de günümüz eğitim sisteminin ana omurgasını oluşturan ve bizi biz yapan "yirmi beş" farklı değerimizi beş farklı hikâyede ustaca işlemiştir.