Görsel Osmanlı Savaş Tarihi adlı yeni serimiz, savaş tarihi alanında Türkiye’de önemli isimlerden biri olan Kahraman Şakul tarafından hazırlanıyor. Yazar, 17. yüzyılda Osmanlı kurmay aklının fotoğrafını çekiyor. Tamamı renkli, büyük ebat, mat kuşe kağıt ve birbirinden orijinal görsellerle hazırlanan bu çalışma, askerî tarih okuyucularına bambaşka bir okuma zevki sağlayacak.
Osmanlı ordusu kolay zafer beklentisiyle 1678’de Kazak payitahtına gittiler. Ancak Viyana gibi Çehrin garnizonu da dişli çıktı. Osmanlılar, ilk defa bir savaşta hem kaleyi hem de imdat ordusunu kuşattılar. Üstelik kuşatma sürerken meydan muharebelerine girmek zorunda kaldılar. Bazen yendiler, bazen de yenildiler. Gece baskınları ve pusu cenkleri de cabası… Görgü tanığı Hüseyin Behçetî Efendi soruyor: 'Tüm bunların bir arada yaşandığı bir savaş hiç olmuş muydu?” Hayır, olmamıştı. 1683’e dek de olmayacaktı.
Dikkatlerden kaçsa da Merzifonlu Kara Mustafa’nın Viyana Kuşatması’nda izlediği çokça eleştirilen taktikler tıpatıp Çehrin’den çıkardığı derslerin bir sonucuydu. Alaman Dağı Muharebesi’nde ordunun tamamı yerine yarısı ile düşmanın karşısına çıkmak bunların başında gelir. Şanslıydılar ki Moskof ordusu 1683’te Lothringen Dükü Karl ve Leh Kralı Sobieski emrinde gelen müttefik ordu kadar cesur davranıp açıktan muharebeye girmedi. Sonunda parlak bir zafer kazanılsa bile tüm görgü tanıkları sonsuza dek lanetlenecek bir hezimetin kıyısından döndüklerinin farkındaydılar. Öyle ki Silistre’de bekleyen IV. Mehmet uzun süre cepheden haber gelmeyince Moskofların Tuna’ya inip Silistre’yi basacağı korkusuna dahi kapılmıştı. Bir seyyahın 1678’de kaydettiği gibi İstanbul’da halkın en çok korktuğu hükümdar Moskof kralıydı… Zaferi Allah’ın lütfu olarak gören Osmanlılar atlatılan badireyi ölümsüz kılmak için pek eser verdiler. Kimbilir… Belki de Kara Mustafa Çehrin’den başka dersler çıkarsaydı Viyana macerasının sonuçları farklı olabilirdi…