Tükendi
Gelince Haber VerKan ve gözyaşlarıyla beslenen çağımızda, şerha şerha çatlamış çorak topraklarımıza bir rahmet gibi Yağmur düştü önce...
Ve çiçeklerin adını unuttuğumuz bir zamanda Gül ve Ben geldi...
Renksiz kokusuz naylon çiçeklere gül adını koyduğumuz bir zamanda, bülbüllerin sustuğu, gülzarın tarûmar olduğu bir zamanda. Yağmur′la yıkanmış topraklarımıza gül dikmeye geldi Nurullah Genç...
Ve gördük ki, ′Gül, Yağmur′un bir sonraki adıdır′...
gül sesleri geliyor; her yer duâ ve niyâz
 açtı gök kapısını yerde çiğ taneleri
 adımları parıltı, alınları bembeyaz
 dağılıyor evrene gülün mestâneleri
 sen ki, en büyük Gül’sün, en çok gülü seversin
 söyle bahçıvanına, bir gül de bana versin