Arka kapak
Ekrem Demirli, başta Şeyhü'l-Ekber Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin Füsûsu’l-Hikem'i ve Fütûhât-ı Mekkiyye'si olmak üzere Ekberî geleneğin sistemleştirilmesinde rol oynayan mutasavvıfların eserlerini tercüme eden ve bu sebeple Türkiye’de İbnü’l- Arabî çalışmaları dendiğinde akla gelen ilk isimlerdendir.
İbnü’l-Arabî Metafiziği, Şeyhü’l-Ekber’in nazariyesinin temel unsurlarını teşkil eden varlık, bilgi ve insan görüşleri hakkındaki düşüncelerini ele alıyor. Varlığın katmanları (merâtibü'l-vücûd), bilginin kaynağı ve insanın mahiyeti hakkında İbnü'l-Arabî Hazretlerinin irfanî ve nazarî bilgisi ile ortaya koyduğu metafiziksel metodolojinin püf noktalarının ve alt katmanlarının izleri Ekrem Demirli'nin makalelerinde sürülüyor. Vahdet-i vücûd gibi bir bakış açısını ve daha nice ıstılahı insanlığın anlam dünyasına kazandırıp tasavvufun belirli bir metodoloji ile ilimleşmesinde en önemli kilometre taşlarından olan İbnü'l-Arabî düşüncesi, neşv ü nemâ bulduğu motivasyonlar ve bu düşüncenin takipçilerinin zenginliği ile ele alınıyor.
En önemli cümle
Felsefenin "yetersizliği" meselesi İbnü'l-Arabî ve takipçilerinin en önemli eleştirisidir.
Bu kitap neden önemli
İbn Arabî gibi "hal insanlarının" düşüncelerini ve yorumlarını anlayabilmek onların konuştuğu misâli âleme ait sembolik dili çözmekle doğru orantılıdır. Prof. Demirli bu sembolik dilin şifrelerini en vazıh surette ortaya koyuyor.