Kapıyı 2 kere tıklat, defteri 4 kere düzelt, kalemi 6 kere çevir... Felix için her şeyin bir kuralı var. Peki ya, bu kurallar bozulursa? İşte, asıl zorlu macera o zaman başlar!
Felix, kelimenin tam anlamıyla sıra dışı biri... Her şeyi kontrol altında tutmaya çalışıyor ve kendi kurallarına sıkı sıkıya bağlı. Onun için bu sadece bir takıntı değil, başına gelebilecek felaketleri önlemenin tek yolu. Fakat takıntıları yüzünden başı dertten hiç kurtulmuyor.
Ta ki bir gün sınıfa yeni biri gelene kadar... Üstelik kuralları hiçe sayan biri...
Felix'in düzeni yerle bir olurken, kafasının içindeki ses de yükselmeye başlar. Daha önce hiç gerçek bir arkadaşı olmamıştı. Peki, Tina ile arkadaş olmayı başarabilecek mi? Ya da korkularının hayatına yön vermesine izin mi verecek?
Kafasının içindeki ses, her zaman haklıydı. Yoksa öyle değil miydi?
Arkadaşları, ailesi ve rehberlik öğretmeni Hugo'nun yardımıyla Felix, belki de ilk kez kendi kurallarının dışına çıkacak... Belki de biraz cesaret ve çabayla kendi hayatının kahramanı olabilmek, aslında zor değildir...
•Her bireyin farklı özellikleri olabileceğini, bunların birer “gariplik” değil kişiliğimizin parçası olduğunu ve farklılıklarımızın bizi özel kıldığını öğretiyor.
•Okurlar, zorbalıkla karşılaştıklarında yalnız olmadıklarını; arkadaşlık, dayanışma ve yetişkin desteğiyle bu durumun üstesinden gelebileceklerini kavrarlar.
•Kurallara bağlı kalmanın yanı sıra bazen esnek olmanın da hayatta gerekli olduğunu fark ettiriyor.
•Yeni bir kardeşe sahip olma sürecinde yaşanılan kaygı ve kıskançlık gibi duyguların, aslında herkesin deneyimlediği normal hisler olduğu okura veriliyor.
•Ana karakterin olaylar karşısında geliştirdiği sıra dışı çözümler, okuru hem güldürüyor hem de düşünmeye teşvik ediyor.
•Felix’in rehber öğretmen Hugo ile görüşmeleri, gençlerin kendini tanıması, farklı bakış açıları geliştirmesi ve kendi güçlü yanlarını fark etmesi için bir örnek oluşturuyor.