Kemik

Zayıf, sıska; patilerinin üzerinde zar zor ayakta duran bir köpek… Işıklar, gölgeler ve birtakım gizli şeylerle dolu ormanda yapayalnız yaşayan yaşlı bir adam… Yaşlı adam sürekli bu çelimsiz köpeğe yaklaşmak ister ama köpek her defasında korkuyla ağaçların arasında kaybolur. Yaşlı adam onunla yakınlaşmaya ona isim vererek devam eder. Köpeğe ismini yaşlı adamın torunu Lucilla hediye eder: Kemik! Çünkü o çok zayıftır, vücudundaki kemikleri görünüyordur. Kemik, yaşlı adamın ısrarla bıraktığı yemeği yer ama sonra bir hayalet gibi ortadan kaybolur. Ve sonra rüyalar devreye girer, binlerce yıl geriye götüren ve insanla kurdun ilk karşılaşmasına izin veren rüyalar…

İnsanla hayvan ve insanla doğa arasındaki olağanüstü ilişkinin tarihsel geçmişine götüren Kemik, sizi esrarengiz bir ormanın içinde rüya gibi bir dostluğa çağırıyor.

"Hayatınızda mutlaka bir köpeğin başını okşayacaksınız; sizden önce de insanlar ellerini sayısız kez bir köpeğin başına uzattı."

Kemik, çok yönlü kazanımları olan bir eser. İnsan, doğa ve hayvan sevgisine odaklanan kitap; insanla doğa, insanla hayvan arasındaki tarihsel ilişkinin kökenine uzanıyor. Aynı zamanda bir dede-torun hikâyesini de içinde bulunduran Kemik, bu yönüyle "sevgi" ve "aile" kavramlarına da vurgu yapıyor. Çizimleriyle öne çıkan kitap, yayımladığı günden bu yana şiirsel ve nahif anlatımıyla okurlar arasında etki alanı oluşturdu. Çocukların yanı sıra ailecek birlikte okunabilecek ve üzerinde konuşulabilecek bir özelliğe sahip.