Her şey bir kaza ile başlar. Lia, kaza sonucu hastaneye kaldırılınca çoktandır mücadele ettiği kanserin tüm vücuduna yayıldığını öğrenir. Lia, bunun üzerine geçmişiyle bugününü dengelemeye; kızı ve kocasının yanında olmaya çalışır. Ailedeki herkes bu gerçeği kabullenmiş, tüm hayatını buna göre düzenlemiştir; ancak kanser, herkesi farklı etkiler. Karısına her konuda destek olmaya çalışan eşi Harry, solan evliliklerinde kendini kaybolmuş gibi hissetmeye başlar. Öte yandan kızı Iris, kanser gerçeğini yaşamının bir parçası olarak görse de annesinin öleceğini bir türlü kabul etmek istemez. Sona yaklaştıkça Lia en baştan başlamak ister, bunun için de geçmişine döner. Gençlik günleri, aşırı muhafazakâr annesi, papaz babası, Tanrı’yla ilişkisi, geçmiş aşkları ve arkadaşları bütün bu mozaiğin içinde yerini alır. Kedisi ve geçmişiyle yüzleştiği bu süreç boyunca kanser ve tedavisi, vücudun tepkileri, en çok da annelik ve beden üzerindeki etkisine dair sayısız şey öğrenir. Her geçen gün nafile bir çabayla birbirine yaklaşmaya çalışan aile, gerçekte bunun tam aksinin yaşandığının farkındadır. Ve hayat her zaman olduğu gibi kaldığı yerden devam eder.
Muhteşem Bedenlerimizin Coğrafyası’yla 2022 Booker Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ve Desmond Elliott - Erken Başarı Ödülü’ne layık görülen Maddie Mortimer hayata, ölüme ve aşka edebiyatın en gerçek yerinden orijinal bir bakış sunuyor.