Bu kitap on dört işaret ile kevn u mekânın yüzü suyu hürmetine yaratılmış olduğu Hz. Muhammed Mustafa'nın zuhuruna değinen nassları ve haberleri ortaya koymakta, onları tasavvuf ışığında yorumlamakta. Bu kitap, İsmail Hakkı Bursevî gibi Aziz Mahmud Hüdâî'nin yolundan yürüyen ve İbnü'l-Arabî'nin vahdet-i vücud mesleğini benimsemiş bir büyük sufinin bugüne değin hiç yayımlanmamış olan bir çalışmasıdır. Hz. Adem, Hz. Yusuf, Hz. Musa ve Hz. İsa gibi nebilerin dilinde bir müjde olarak gelmesi beklenen ve Ahirzaman'da zuhur eden bu rasulün ve o rasule bahşedilmiş ümmetinin dini kaynaklarda tavsif ve tebcil edilen özellikleri tasavvuf yolunun incelikleri, remizleri ve göstergeleriyle açıklanıyor. Hz. Peygamber'in kamil vasıfları, nebiliği, rasullüğü gibi hususların yanı sıra zihinlerde hala yer bulan bazı tasavvuf meselelerine de atıfları olan bu kitapta Ekberîlik yolunun yorumlarına da izahlar getiriliyor. Örneğin, ene'l-hak ve vahdet-i vücud nasıl anlaşılmalı? Bu vadide dile getirilen ve tasavvuf ehlince şatahat olarak tanımlanan sözleri Bursevî Hazretleri, kendine has zekavet ve üslupla çözümlemekte ve zihinlerdeki tereddütleri izale etmekte. Bu kitabı Hz. Peygamber'in zaman ve mekan üstü hususiyetlerini anlamaya çalışmak adına okumak oldukça faydalı olacaktır.
