Arka kapak
"Bu yazılar, ne bir saray masalı, ne bir sultan-damat hikâyesidir. Bu yazılar, kaybettiğimiz dünyamızın ve insanlarımızın hayat hikâyesidir. Bugün gençlerimizin birçoğu, altı yüz sene vatan bildiğimiz Rumeli’ni bilmezler bile. Rumelili, kibirli ve asalet iddiasındadır. Neden olmasın? En mütevazı Rumelili'nin altı yüz senelik bir mazisi vardır. Rumeli’nin bir tek asalet fikri vardır: 'Evlad-ı Fatihan' olmak."
Köklü aile yapısından devraldığı kültür mirasıyla birçok önemli ismi yakından tanıyan Münevver Ayaşlı’nın hem hatırat edebiyatımıza hem de tarih ve kültürümüze en büyük katkısı bu mirası yazıya geçirmesidir. Devraldığı Osmanlı kültürü ve estetiğiyle birlikte, sadece Rumeli ve İstanbul hatıralarını değil; tarih, kültür ve felsefesini de paylaşır okurlarıyla.
En önemli cümle
"Bu yazılar, ne bir saray masalı, ne bir sultan-damat hikâyesidir. Bu yazılar, kaybettiğimiz dünyamızın ve insanlarımızın hayat hikâyesidir."
Bu kitap neden önemli
Münevver Ayaşlı'nın, devraldığı kültürel mirasından faydalanarak kaleme aldığı bu yazılar, hem hatırat edebiyatımıza hem de tarih ve kültürümüze büyük katkı sunmuştur.
Sadece anılarını değil, tarihî, kültürel ve felsefi birikimini de paylaşarak genç okurlara dönemin Rumeli ve İstanbul portresini çiziyor.