Şermin, hem Tevfik Fikret gibi büyük bir şairin kaleminden çıkmış olması, hem de çocuk şiiri alanında bir ilk olarak kabul edilmesi sebebiyle Türk Edebiyatında özel bir yere sahip, son derece değerli bir eserdir. Tevfik Fikret'in bu kitabı yazmaya karar veriş öyküsü ilginçtir. Tevfik Fikret'le dönemin eğitimci aydınlarından ve yakın dostu Mustafa Sâtı Bey, sık sık bir araya gelerek,Sâtı Beyin açmayı düşündüğü yeni okul projesi hakkında fikir alışverişi yaparlar. Sâtı Bey, 'Yeni Mektep' adıyla açtığı özel okulun isim babalığını Tevfik Fikret'in yaptığı 'Yuva' kısmındaki çocuklara okutulmak üzere, Tevfik Fikret'ten eğitici- öğretici içerikli şiirler yazmasını ister. Tevfik Fikret bir pedagog olmamasına karşın, öteden beri çocuk eğitimi konusuna özel bir önem verdiği için bu teklifi kabul eder. Hastalığının ilerlemiş olmasına aldırmadan, büyük bir gayeye hizmet ediyor olmanın verdiği huzur ve heyecanla hemen çalışmaya başlar. Sağ kolunu kullanamaz hâlde olduğu için, önceleri şiirleri eşine dikte ettirirken; daha sonraları şiirlerini sol eliyle kendisi kâğıda dökmeye başlar. Sonunda ortaya, hece vezninin kullanıldığı 300 şiirden oluşan, sade ve ince bir İstanbul Türkçesiyle yazılmış Şermin çıkar (1914). Kitaba adını veren 'Şermin', Fikret'in dostlarından birinin, Sâtı Beyin okulunda eğitim gören minik kızının adıdır. Tevfik Fikret eserin ilk şiiri olan 'İthaf'ta, bu kitabı Mustafa Sâtı Bey'in okulundaki yuvanın minik çocuklarına armağan ettiğini belirtir.