Tükendi
Gelince Haber Ver'Âşık olduğum yüzüne baktım dünyanın. Rikkatli bir gurbet gecesiydi. Hayatımın gözünde nurlu siyahlığındı. Beni şiire nispet etmelerinden korkuyordum. […]
Kasabayı ilk gördüğümde düşümde resmettiğim çizgileri bulamamıştım. Gelincik şerbeti günüydü. Tükenen çocuk bakışlarıydı, dinmeyen anne serzenişleri. Üniversite yurtlarında yitirilen ömürlerdi. Felsefe yangınlarıydı. Kentte bıraktığımı sanıyordum. Bahar gelmişti. Gelecek bahara bırakacaktım. Bu sessiz kıyamette akıl almaz çılgınlıklara mı tanıklık edecektim?”
Sadık Yalsızuçanlar, ilk romanı Yakaza’da bir taşra kasabasında sıkışmış hayatları, parçalanmış benlikleri, Türkiye tarihinin kırılma noktalarında savrulan dünyaları anlatıyor. Uyku ile uyanıklık arasında gidip gelen ruhların geride bıraktıkları aşklar, kırılmış umutlar, kendi içinde yolculuğa çıkan kahramanın hikâyesinde gün yüzüne çıkıyor.