Kazaklar romanının kahramanı Olenin, Moskova’nın kibar çevreleri etrafında dönüp durmaktan sıkılmış, farklı hayatların peşine düşerek yeni bir hayata başlamak istemiştir. Bu arayışın sonunda Olenin orduya yazılıp Kafkaslar’a gider ve buradaki bir köyde Kazaklar’ın yaşamına tanık olur. Olenin’in bir Kazak kızına âşık olması etrafında gelişen roman, aynı dönemde yaşayıp birbirinden alabildiğine farklılıklar gösteren iki toplumu karşılaştırır. Bunlardan biri 'kibarlar” tabakasını oluşturan, çeşitli kültürlerin etkisi altında bulunan aristokrasi dünyasıdır; diğeri de hiçbir kültürle karşı karşıya gelmemiş, doğrudan doğruya halkın eseri olan geleneklerinden sıyrılmamış bir dünyadır.
Turgenyev’in 'Dilimizde yazılmış en güzel hikâye” olarak nitelediği Kazaklar Tolstoy’un hayatından izler taşımaktadır.
Serhan Nuriyev’in Rusça aslından çevirisiyle...
'Tolstoy’un ‘yaşam’ı yazılı sayfaya sözcüğü sözcüğüne taşıdığı izlenimi, sanatın, yani başka birçoklarından daha bilinçli ve karmaşık bir kurgunun sonucundan başka bir şey değildir.”
Italo Calvino