Arka kapak
"Bedenlerimizi yitirip hafızamızı kaybetsek bile, hiç şüphesiz biz yine birbirimizi tanırız ve her seferinde yeniden âşık oluruz."
Hyeon Ullim, sıradan bir hayat sürdüğünü düşünürken, dünyasının hiç de öyle olmadığını fark eder: Yedili Beden Sistemi’nde bir beden yedi kişiyle paylaşılmakta, haftanın yalnızca bir gününde insanlar kendi bedenlerini kullanmaktadır. Diğer günlerdeyse bilinçleri sanal dünya Nakwon’da yaşar ve böyle bir sistemde Hyeon adaletin peşine düşer.
Teknolojinin ve insan doğasının sınırlarını zorlayan bu hikâyede her bedendaş, farklı bir kişilik, farklı bir geçmiş ve farklı bir hikâye demektir. Hyeon Ullim, bir yandan bu distopik sistemin etik ve ahlaki açmazlarıyla boğuşurken diğer yandan insanlığın sevgiyi, kimliği ve dayanışmayı yeniden keşfetmesi gerektiği bir dünyada kendi yolunu bulmaya çalışır.
Snowglobe’un yazarı Soyoung Park’tan sevginin bizi nasıl kurtardığına ve insan olmanın özünde neyin yattığına dair heyecan dolu bir roman…
“İklim felaketi karşısında insanlık ne hale gelecek? Dünyayı değiştirmenin bedelini er ya da geç ödeyeceğiz. Benim tamamen 'kendim' olarak var olamayacağım bu tuhaf gelecek, bugünün gerçekliğiyle benzerlik taşıyor. Ancak biz nasıl ki bu çağın yükünü 'sen ve ben' olarak birlikte taşıyorsak, gelecek nasıl olursa olsun birlikte dayanabileceğimiz umudunu bu roman sayesinde içimde yeniden yeşertiyorum.” —Cheon Seon-ran, Dokuz’un yazarı
En önemli cümle
"Bedenlerimizi yitirip hafızamızı kaybetsek bile, hiç şüphesiz biz yine birbirimizi tanırız ve her seferinde yeniden âşık oluruz."
Bu kitap neden önemli
-İlk romanı Snowglobe ile New York Times’ın çok satanlar listesinde yerini alan Soyoung Park, ikinci romanı Var Olduğun Gün ile okurların karşısına çıkıyor.-Teknolojinin ve insan doğasının iç içe geçtiği bir distopya olan bu roman, birey ve toplum arasındaki ilişkiyi sorgularken, kendi bedeninde "misafir" olma kavramı üzerinden bireysellik, kimlik ve aidiyet temalarını işliyor.-Nüfus kontrolü, çevre kirliliği ve gıda krizleri gibi günümüzün önemli sorunlarına dikkat çeken kurgusuyla geleceğe yönelik çözüm arayışlarını tartışmaya açıyor.