Yaşlı Orman bir efsanedir: Burası çocukluğun köklerinin salındığı; sınırlarının bozulmadan korunduğu; ölümsüz bir güç gibi yaşamı sembolize eden; neşeli, özgür, karşılık beklemeyen bir ormandır. Burada yaşayan orman cinleri, istedikleri zaman bir insana ya da hayvana dönüşebilir, barındıkları ağaç gövdelerinden diledikleri zaman çıkabilirler. Bu cinlerin hayattaki yegâne amacı, ormandaki asırlık ağaçları canları pahasına korumaktır. Bizi inanılmaza inandıran Buzzati’nin bu fantastik öyküsü, gizemli rastlantıları ve gerçeküstü ayrıntılarıyla kâinatın en kadim meselesini imler: İyi ile kötünün savaşı...
Yelda Gürlek’in İtalyanca aslından çevirisiyle Yaşlı Ormanın Gizemi, okuru içindeki çocukla barıştıracak, yaşamın kalbine dokunduracak büyülü bir öykü...
“Gelecek nesillerin asla unutmayacağı isimler vardır şüphesiz. Dino Buzzati de bunlardan biri.” Jorge Luis Borges
“Buzzati bütün kitaplarında gerçekçilik ile inanılmazı, akılcılık ile tuhaflığı, ciddiyet ile delişmenliği, metodik olan ile kuralsızlığı harmanlamayı başarmıştır. […] Yaşlı Orman, yitirdiğimiz cennettir; geçmişten gelen ve bir bütün olarak insanlığın kolektif yaşamının ilk yıllarındaki vicdani saflığın kişisel ve özel mekânıdır. Buzzati bu dünyayı, her şeyden öte işlevsel, nahif, yalın, kimi zaman dokunaklı, dahası romantik bir dille ‘düşsel’ kılar.”
Claudio Toscani
“Sizler de insanlar gibisiniz.” dedi. “Küçükken ne kadar özen gösterseniz yetmez; büyüdüklerinde, başlarına bir iş geldiğinde ya da yorgun düştüklerinde bakacak kimse çıkmaz.”
Bireyin masumiyetini koruması, çevresiyle uyum içinde yaşaması, iyi ve kötünün savaşı gibi insana ve evrene dair genel okumaların yanında İtalya'nın siyasi geçmişi (Mussolini yönetimi ve karşı direniş) üzerinden bir alt okumaya imkân sunuyor Yaşlı Ormanın Gizemi. Bütün bu temalar, Buzzati'nin ilk romanı Dağların Adamı Barnabo'dan başlayıp Tatar Çölü'ne uzanan kariyerindeki tüm eserler üzerinde büyük etkiye sahip.