Aynalı Baba ney’ine üfleyince, kahramanımız Râcî, uzak diyarlara doğru yolculuklara çıkıyor.
Sen de ona katılır mısın?
Anka kuşu ile gezegenler arasında dolaşmak ister misin?
Hint padişahının oğlu olmaya veya muhteşem bir karınca şehrinde yaşamaya ne dersin?
Cabülka’dan tek gözlü, tek kollu ve tek ayaklı varlıklarla Cabülsa’ya seyahate çıkmaya var mısın?
Milset şehrinin harabelerinde ülkenizin kaderini değiştirecek formülleri aramak ister misin?
Karıncalar şehrinin sokaklarında dolaşıp karıncaların ileri gelen âlimleriyle bilimsel bir toplantıya katılmak nasıl bir duygudur sence?
Öyleyse hazırlan!
Aynalı Baba ney’ini eline aldı!
Üflemek üzere!
'Ne güzel ismin var sevgili Râcî… İnsanlığın en kestirme yoldan tanımı bu… Yalvaran, demek ya senin adın… Yalvaran… İsteyen… İnsanı daha güzel ne anlatır ki? Râcî… Hep istemez miyiz? Hep başkasına muhtaç değil miyiz?”
'Sorusu olan cevap bulur. Sen soru sordun. Cevabı hak ettin. Kalbinde bir soru bittiğinde, bir yerlerde de cevabı da biter…”
'İstememeyi başarabilir misin? Susadığın zaman su içmemeyi? Acıktığın zaman yememeyi? İstediğin zaman istememeyi başarabilir misin?”
Muhabbet’in ne demek istediğini birkaç saat sonra anladık. Bizler güldükçe ve gülümsedikçe Nifak’ın gücü kalmadı. Yavaş yavaş soldu. Küçüldü. Kimse bir şey yapmadan sessizce mey¬dandan uzaklaştı.
'Bu kervan, hayalin bile aciz kaldığı bir bilinmeze doğru akıp gitmektedir...”
'Hep ikilik, birlik için,
Bak iki göz bir görüyor…”
