Dil, insan iletişiminin en önemli unsurlarındandır. İnsanın toplumsal kimliğinin bir tezahürü olmasının yanı sıra düşünce ve aktarımın geliştirilmesinde de temel bir araçtır. Dilin kesinliği tartışmasını, bütün bu meselelerin üstünde bizâtihi bir yöntem
olarak dilin güvenilirliğini ve kaynaklık değerini sorgulayan metodolojik
bir problem olarak görmek mümkündür. Dilin bu çerçevede sorgulanması,
İslâm düşüncesinde bilginin elde edileceği sağlam metodolojinin ne olduğu
tartışmasını da beraberinde getirmiştir. Bu sebeple bu tartışmayı analiz etmek;
hem bu mesele kapsamında İslâm düşünce tarihinin izlerini sürmeyi sağlayacak,
hem de fıkıh usûlü ilminin bu çerçevede İslâmî bilgi üretme yöntemi
olarak nerede durduğu, içeriği ve mahiyeti hakkında değerli bilgiler sunacaktır. Selma Çakmak, Fıkıh Usulünde Lafızların Kesinliği Problemi adını verdiği bu çalışmasında Fadreddin Razi'den Sadrüşşeria'ya bu konunun tarihi sürecini bütün ayrıntılarıyla ele almaktadır.