“Gülten’in çoğu Alevilik araştırmacılarında bulunmayan bir farklılığı, kaynaklarını genellikle malum literatürle sınırlamayıp elde ettiği verileri geniş ölçüde arşiv belgeleriyle takviye ederek kullanmasıdır. O şüphesiz ileri sürdüğü varsayımları, yaptığı analiz ve değerlendirmeleri, ayağı yere basan ve değerli kılan bir yöntem kullanır. Bu yöntem onu hem sair yazılı kaynaklarla yetinen ve çoğu defa bunlar üzerinden tutarsız genellemeler yapan, bu genellemeleri “mahz-ı hakikat” imiş gibi sunan bazı iddialı profesyonel veya amatör araştırmacılardan farklı bir yere oturtur.”
Ahmet Yaşar Ocak
Osmanlı Devleti tarafından tutulan kayıtlar arasında bulunan başta tahrir, mühimme ve vakıf defterlerinin satır aralarında, Anadolu’da faaliyet gösteren abdal, ata, dede ve baba unvanını taşıyan Yesevî, Kalenderî, Haydarî, Vefaî ve Bektaşî tarikatlarına mensup derviş ve şeyhler hakkında da önemli bilgiler bulunur. Özellikle, bahsedilen belgelerin adı geçen tarikatlara mensup şeyhlerin hayat hikâyesini ve kerametlerini ihtiva eden menakıbnâmeler ile desteklenmesi hem bu kaynaklarda geçen bilgilerin test edilmesine hem de konunun genişletilmesine imkân vermektedir. Özellikle Anadolu Tasavvuf Tarihi alanında yaptığı çalışmalarla göz dolduran Prof. Dr. Sadullah Gülten, Heterodoks Dervişler ve Aleviler adını verdiği bu çalışmasında yer alan makaleler bu usule göre kaleme alınmıştır. Böylece Osmanlı arşiv belgeleri ve menakıbnâmelerin birlikte kullanılmasıyla pek çok tartışmalı konuya yeni bir bakış açısı getirilmiş ve daha önce farklı akademisyenlerce ele alınan konular genişletilmiştir.