Hunlardan Türkiye Cumhuriyetine Kuruluş

Hunlardan Türkiye Cumhuriyetine Kuruluş

Destan şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu bir şiirinde Dedem devlet kurmada/ En birinci ustadır… diyor. Hakikaten de tarihin seyri içinde en çok devlet kuran milletlerin başında Türkler gelir. Doğudan batıya ulaştıkları bütün coğrafyalarda bazıları imparatorluk seviyesine ulaşan onlarca devlet kurmuşlardır. Devletlerin kuruluş süreçleri benzer özellikler gösterirken, devlet kurucuları da Türk milletinin genel kanaatine göre yaratıcının Türk milleti öksüz kalmasın diye olağanüstü yeteneklerle donatıp onları derleyip toparlaması için seçip gönderdiği kişilerdir. Mete Han, Bumin Kağan, Çağrı Bey, Tuğrul Bey, Süleyman Şah, Emir Timur, Osman Bey ve tabii ki Mustafa Kemal Atatürk tarihin gördüğü en karizmatik devlet kurucularından bazılarıdır. Onların liderliğinde bir araya gelen Türk milleti uzun ömürlü devletler kurmuş ve Türk adını yaşatmışlardır. Bu devletlerin pek çoğu aynı coğrafyada kurulurken değişen sadece kurucu hanedanlardır. Bu yüzden yeni kurulan devletler farklı isimlerle anılmış olsalar da pek çoğunun hâkimiyet alanı, hâkimiyet anlayışı, halkı, devlet teşkilatı, idari yapısı ve kültürü aynıdır. Nitekim 100. yılını idrak ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihî bağları ve kültürel kodları Hunlara kadar geriye gider. Hun süvarilerinin atlarının izi en son İzmir önlerinde görülmüştür. Dolayısıyla Türklere has bir anlayış olan Devlet-i Ebed Müddet düşüncesi Türkiye Cumhuriyeti’nin manevi şahsında varlığını hâlâ devam ettirmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz ifadesiyle de söylemek gerekirse Türkiye Cumhuriyeti ilelebed payidar kalacaktır. İşte elinizde bulunan bu eserde birbirinin devamı mahiyetinde olan Türk devletlerinin kuruluşlarını alanında uzman tarihçilerden okuyacak, her birinin destansı hikâyesine ilk kez derli toplu bir şekilde tanık olacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında Türkiye Yüzyılı vizyonunun Türk Yüzyılı’nı doğurması temennisiyle nice yüzyıllara…