Oryantalist ve Avrupa merkezli görüşe göre gücünün doruğundaki Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa üstünlüğü ve gelişen teknolojik gelişmeler karşısında kendini yenileyemeyip gerilemeye başladı. İleri sürülen tüm bu tezlere göre, Osmanlılar 'muhafazakâr” oldukları için dünyada meydana gelen dönüşüm sürecine mesafeli kalmayı tercih ediyor, bu da 'teknolojik gerilik” olarak tezahür ediyordu. Oysa Osmanlılar, Avrupa askerî teknolojisindeki gelişmeleri oldukça yakından takip etmiş, Avrupa ve Ortadoğulu rakipleri üzerinde üstünlük kurmuş ve kurdukları bu üstünlüğü asırlar boyu muhafaza etmeyi başarabilmişlerdir. Dahası, sahip olduğu ateşli silah üretim gücü İstanbul’a kendi kendine yetebilirlik noktasında uzun vadeli bir avantaj sağlamıştı.
ABD’nin başkentinde bulunan ve ülkenin diplomat ve aydınlarının yetiştirilmesinde önemli payı olan Georgetown Üniversitesi’nde Osmanlı, Avrupa ve Ortadoğu tarihi dersleri veren Macar bir tarihçi dışarıdan bakarak Osmanlı stratejisi ve değişen askerî gücünü yazdı ve Oryantalist ve Avrupa merkezli tezlerin çoğunu çürüttü: Osmanlı’da Strateji ve Askerî Güç...
Osmanlı, Habsburg ve Rus askerî gelişmeleri ve serhadları yanı sıra Osmanlı stratejisi, istihbaratı ve diplomasisi üzerine araştırmaları bulunan yazarın arşiv belgelerine dayanarak ortaya koyduğu bu çalışma, Osmanlı Devleti’ni Avrupa bağlamında ele alan ilk eser olması yönüyle dikkat çekiyor.