Tükendi
Gelince Haber VerDüşünce ve inanç dünyamızın derinleşebilmesini doğru soruları sorabilmeye bağlar ilim adamları. Soru sormak, eşyayı, yaratılışı anlamlandırabilmenin yarısıdır, derler. Düşünen insanın 'Neciyim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum?” sorularının peşine düşüşünün ardında yatan sebep tam olarak budur.
Hayatı boyunca varlığı anlamlandırma adına okumalar yapmaya devam eden Hekimoğlu İsmail, valığın, var oluşun manasının izini sürüyor Düşünceler’de. Olaylara, maddi alemin ötesinde iş gören yegane Yaratıcıya götüren bir vesile olarak bakmayı başarıyor. Öyle ya 'her şey görene, köre ne?”
Varlığı anlamlandırmaya evvela insanın kendisinden başlıyor Hekimoğlu. Temel sorusu 'İnsan denen bu harika makineyi yapan kimdir?” olur. Alemde işleyen mükemmelliği gördükçe sanatkara yönelir? Kimdir her işi en mükemmel şekilde, en mükemmel işleyişle, hiçbir şeyi unutmadan, ihmal etmeden var eden?
'Akciğerlerimle atmosferin irtibatını düşündükçe İlahi nizama hayran oluyorum” diyerek hayretini ifade etmekten geri durmaz. Bu süreçte adeta 'manevi bir ameliyat” geçirir. İnsan denen bu manevi makineyi yaratan kimdir? Böbreklerimizi kim çalıştırır?
İnsan vücudunu inceledikçe küçük olmasına rağmen taşıdığı sanat değeri bakımından kainattan hiç de küçük olmadığını fark eder. 'Hafıza, zeka, işitme, görme, duyma halleriyle sanki bir insan vücudunda bir âlem gizlenmiş. İnsanların sakinliğine bakmayın; ümitleri, endişeleri, korkuları, hırsları, tamahları, sevgi ve nefretleri, sanatları, duyguları, bilgileri, hatalarıyla onlar büyük bir âlemdir” der.
İnsan üzerinden yapılan tefekkürler en küçükten en büyüğe yaratılan her mahlukta devam eder. Zaman zaman yağmurla, karla hasbihal eder, 'yağmurlar damla damla değil de oluktan boşanırcasına yağsaydı, sefa sürmek için yaptığımız evlerde can verirdik” der. Zaman zaman hayvanlar âleminde tefekkürî seyahatler yapar: 'Sivrisinekteki sanat fildeki sanattan geri değildir” der.
Bu seyahatlerin maksadı bellidir: Allah’ı tanımak. 'Akıl verilmiş ki iyi ve kötüyü ayırt edelim; yaratıcımızı tanıyalım. Hayırlı yolda yürüyelim, helale talip olalım.” 'İnsan tanıdığını sever; Sevmek duygusu verilmiş ki Allah’ı sevelim. Allah’ı seven sadece O’na itaat eder.”
Bütün bu fikri seyahatler hep Rabbini tanımak, tanıdıkça sevmek, sevdikçe muhabbetle itaat etmek içindir...
Düşünceler, işte bu hedefle kaleme alınan bir çalışma. Bazen yaşanan bir olaydan çıkılıyor bu seyahatlere, bazen görülen bir aksaklıktan... Müslümanlar, televizyon, robotlar, ailevi ilişler, ilim ve teknoloji, medeniyet, tarih, edep, mü’min karakteri, şahsi kemalat gibi pek çok konu mevzu bahis ediliyor...
Düşünceler, bir Müslümanın hayata ve olaylara bakışını hakikatle yoğurarak şekillendiren özgün bir çalışma... ta ki bir maksatla yaratılan ve bu dünyaya gönderilen insan maksadına doğru istikametle yol alabilsin...