KGB - Kremlin'in Gözleri
Binlerce okuyucuya ulaşmış 'Tarihi Değiştirenler” serisinin yazarı Ali Çimen’in yeni kitabı. Kremlin'in Gözleri - KGB, istihbarat, casusluk ve komplo teorilerinin oldukça rağbet gördüğü bu dönemlerde belki de en meşhur istihbarat ağı olan KGB’yi derli toplu anlatan ve bir Türk yazar tarafından yazılan tek çalışma niteliğinde. Bu kitap Ali Çimen’in, toplamda dört kitaptan oluşan; bir şekilde herkesin hayatını şekillendiren, kendi çapımızda birer aktörü olduğumuz 20. yüzyıla damgasını vurmuş, 21.’siniyse şekillendirmeye çalışan dört büyük gizli servisi masaya yatıracağı serisinin ikinci kitabı.
İnsan, var oldu.
Efendi oldu, ama çoğunlukla da köle oldu.
Sınıf, bir bakıma kader de oldu. Efendi olamayan çoğunluk, ilk günden itibaren baskı, sömürü ve adaletsizlik’le kavgalı oldu. Net bir şekilde kavramlaştıramasa da kendini bildi bileli hep eşit, hür ve onurlu yaşam peşinde koştu. Bu uğurda onlarca kez ayaklandı, kan döktü, can verdi, tiranları devirdi. Bunların birinde, 1789’da Fransa’da, ilk kez 'Özgürlük, eşitlik, kardeşlik!” dedi. Fransız Devrimi ile ümitlenir gibi olmuştu ki, bir başka büyük dönüşüm, Sanayi Devrimi, eski düzeni yeniden kurdu; efendi yerine patron gelmiş; köle, işçi olmuştu. İnsan, farklı isimle aynı sınıfta yeniden doğmuştu.
Sonra bir gün Karl Marx diye biri çıktı, kazması, küreği, tüfeği ya da bileğiyle olmasa da kalemiyle isyan etti; paranın ve sermayenin tanrılaştığı bu düzene Kapitalizm dedi. Tarih dediğiniz ne ki, sadece bir sınıf mücadelesi de dedi. Sonra bir hayal kurdu; adına Komünizm dediği bir dünya cenneti. Herkes eşit olacak, birlikte üretip ihtiyacı kadar tüketecekti. Sınıflar değil, kardeşlik olacak; insan insanı sömürmeyecek, yoldaşlık edecekti. Sonra ekledi: Böyle bir dünya mümkün, yeter ki zincirlerinizden kurtulun! Kurtulun ve son bir devrim daha yapın!
Rusya’da Lenin diye biri çıktı, 'evet, mümkün!” dedi. Çar’ı devirdi. Sonra hızını alamayıp, önüne çıkan her şeyi. Öyle bir devirdi ki, monarşik Rusya oldu komünist bir Sovyetler Birliği. Ancak bu, hayal edilenden çok farklı bir komünizmdi. Dikiş tutmadı, tutsun diye yaratıldı bir ölüm makinesi. Adı KGB idi. Dünya cenneti idealinden yarattı bir korku devleti. Belki de bu, daha en başından itibaren yanlış yerde, yanlış zamanda yapılmış bir devrimin hikâyesiydi...